Arnavut taşı döşemeli sokakların ortalarına yapılan arıklardan akan Yayla suyuyla, Tatarlar Mahallesi meydanındaki evinin önünü bir güzelce suladıktan sonra, çalı süpürgesiyle de ortalığı temizledi ve hasırları serdi duvar dibine Boduk Saniye Nine. Kendi minderini getirip yaydı. Gelenlerin kendi oturma minderini getirmesi adettendi.
Mahallenin gocagarıları birer ikişer ellerinde minder ve kasnaklarıyla dökülmeye başladılar. Kısa bir hal hatır sormanın ardından muhabbet koyulaşmaya başladı.
Yörgel Aşa Nine: Gocaadamla yatakları ayırdıktan sonra tuhaflaşırmış ya benim adam da bene “ Bizim gız!” deye ünlemeye başladı. İlk önceleri bu lafa gızıyodum. “Adam, şaşırbasın sen deye” çekişiyordum. Sonaları alışdım, ben de ona “ gadeş!” deye ünlemeye başladım.
Tengizlerin Sinan Aşa Nine: Ne yapcen be ahretlik! İnsanla gocayınca, şaşanlamaya başlamış. Sizin ki de o hesap. Çok görmecen bu yaşlarda olup bitene.
O sırada Bakırlı tahtadan yapılmış at arabasıyla görünür. “Çöp kovalarını çıkarın!” diye mahalle sakinlerine duyuru yapar.
Hurşut Nine: Bakırlı, gadeş! Çöpleri evin kapısının önüne çıkamıştım. Bi zahmet alıver ordan. Yerimden kalkımıcen.
Bakırlı: Belediyenin kadrolu çöpçüsüyüm ben. Çöpünü arabaya gada getirisen alırım. Al da gelive çöpünü. Hadi çabuk ırlan!
Aşgel Nine: Geçenlede benim yeni evlenen güçük oğlan takmış gelini goluna, beni ziyarete geldile ne zaman sona. Ben de bunla gelmeye diye gızıp duruydum. Kapıyı çaldıla. Irlana ırlana zorlanlara açtım. Dikeldim önlerine” Ananız nele çekiyo? Habarınız yok, ölse gitse duymeceniz.” Gelin” Hayrola Ana? Neyin va?” deye sorunca “Düştüm gızım! Golumu kaldıramıyon acısından” dedim. Benim oğlan: “ Ben mi ettim Ana?” “ hayır, oğlum” dedim. Garısını gösterip “ Bu mu etti Ana ?” “ Yok oğlum! Neden etsin gelinim” deyince benim oğlanın tepesi atıvedi. “ Geber öyleyse! Kendin edip kendin bulmuşun.” Deye bağırıp, çekti gidivedile, elimi bile öpmeden.”
Beddeş Nine: Bizim gız! Sen de bek çikin etmişin be evlatlarına. İnsan önce buyur ede içeriye. Hak etmişin sen bu lafı.
Tabak Nine: Bakkallada bi temizlik tozu satılıyormuş, kapalı hokka içinde. Adı fay mı neymiş. Benim torun “ Nine! Fay hokkalarının içinden araba çıkıyomuş,biz de alalım, belki bize çıka “ dedi.Torunu gıramadım. 3-5 gada toz hokkadan aldı geldi.İçinden nomurala çıkıyomuş. Elime geçen parayla toz aldırmaya başladım. Evin içi fay hokkalarıyla dolup taştı. Bir, iki ve üç nomuraldan bek çok çıktı emme bir türlü dört nomura çıkmeyo! Bakkallada fay bırakmadık. Torunun gitmediği bakkal galmadı Buldan’ın içinde. Ne bakkallada toz galdı, ne de ben de para! Temizlik tozu ihtiyacınız olursa, bene geldiğinizde istediğiniz gada götürün.
Batakçı Nine : Gadeş! Sen de zir gada çoçuğun aklına uymuşsun. Bu yaştan sona gumar mı oynanır? Allah ıslah etsin sencesi!
Tabak Nine: Hokkanın ağzını açaken buluverin deye heyecan basıyor insana. O da bi başka oluyo! Bu yaştan sona bene de böyle bi merak sardı. Ne etcen?
Nesibe Nine : Benim küçük oğlanı geçenlede nişanladık. Oğlan tutturdu illa gız evine toklu göndecez deye. Bizi felan dinlemeden goyun yarışmasında ikinci olan tokluyu alıp, çıkıp geldi. Hayvancağızın bi guyruğu va ki maşallah; davet sinisi gibi. Hayvan zorlanlara yürüyo guyruğunun ağırlığından. Neyse bizim oğlan tokluyu güzelce rengarenk boyadı. Üzerine bi top elbiselik gumaş iliştirdi.Tokmaklarının arasına bir ayna, kuyruğunun üstüne püsküller taktı. Büyük oğlanın oğluna teslim etti. “Amcam! Bu tokluyu sana emanet ediyorum. Nişanlımın anasıgilin evine teslim et, gel. Bahşişi de onlardan alırsın.” Benim torun tokluyu götürdüğü gibi, bir saat sonra . “ Ne oldu Ninem? Tokluyu vermemişsin! Evde mi yoklar yoksa!” “ Yok be Nine! Amcamın nişanlısı “ Hani bunun tokmaklarının arasındaki portakallar! Neden portakal takmadan gönderiyorlar? Götür bunu geriye diye beni azarladı. Kabahatli sanki benmişim gibi.” Dedi.
Ece Nine : Siz ne ettiniz gari ?
Nesibe Nine: Oğlana bu gızdan sene hayır gelmez Tez elden bu nişanı atalım Görgüsüz bu gız! Yaz günü portakalı nerden bulcez? Bazarda bulunsa da alsak! Desem de oğlanı ikna edemedim. Benim zavallı oğlancazım bindi ertesi sabah İzmir arabasına, Aydın taraflarından bulmuş gelmiş portakalı. Tokmaklarına birer tane portakal takıp tekrardan gönderdik tokluyu. Sırf oğlanın gönlü olsun deye gatlandık bunca rezilliğe. Ne etcen! Evladın mı va derdin va!