Dört eylül, Buldan’ımızın kurtuluş günü.Eskiye özlem duymak, vazgeçilmez alışkanlığımız.Nerde o eski dört Eylüller diye hayıflanmadan edemiyor insan.O eski dört Eylüller güzeldi elbet ama bir eskiçağ düşünürü : “aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz” demiştir. Ne kadar özlem duysak da o eski kurtuluş günlerini yeniden yaşamamız mümkün değil.
Şimdi yeni bir anlayışla ama yine coşku içinde kutlamamız gerekir Dört Eylülleri. O dönemde yaşanan acı olaylar hem halkımızı hem de komşu Yunan halkını derinden yaralamıştır. Ben bizzat babamdan dinledim.Belki de o günlerin canlı tanıkları hala aramızda bulunmaktadır.
Emperyalist devletlerin oyununa gelen iki komşu ülke kıt kaynaklarını sonuna dek kullanıp birbirlerini yok etmeye çalışmışlar ve büyük acılar yaşanmıştır. Elbette ki var olma mücadelesi veren ve vatanını savunan bir halkın haklılığı tartışma götürmez.Ancak aradan yıllar geçtikten sonra bugün hala eski düşmanlıkları sürdürmenin gerekip gerekmediğini artık düşünmenin zamanı gelmiş olmalıdır.
Yüzyıllar boyu iç içe, yan yana yaşamış olan ve çoğu bakımdan birbirine çok benzeyen bu iki halk, Türk ve Yunan halkı dost olabilir.Dört eylülleri de artık bu yeni anlayış içinde kutlayabiliriz.
Eskiden beri resmi bayram kutlamalarında halk daha çok izleyici konumundadır. Ancak Dört Eylüller farklı idi. Halk daha çok katılımcı idi. Kendi kurtuluş bayramını kendisi kutlardı. Yine o yönde organizasyonlar yapılabilir.Sabahki törenlere halkın tüm örgütlü kesimlerinin organize olarak katılması sağlanmalıdır.Tüm dernekler, spor kulüpleri, avcılar kulübü (ateş etmeden, ortalığı ayağa kaldırmadan) esnaf odaları, ticaret odası, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Kent Konseyi vb, aklımıza gelen gelmeyen tüm kurum ve kuruluşlar aktif olarak kurtuluş şenliklerine katılmalıdır.Her kurum ve kuruluş kendine göre bir etkinlikle katılmalıdır.Hiç bir etkinlik bulamazsa halka şeker dağıtabilir.Doğal Hayatı Koruma Derneği bir bildiri ile katılabilir.Bunlar örnek.Gerisi sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin diğer kurum ve kuruluşlarımızın göstereceği performansa kalmış.Köylerimiz (mahallelerimiz) de bu kutlamalara kendine özgü renkleriyle varsa halk oyunlarıyla katılmalı; her kurum ve kuruluş dört eylül şenliklerini gündemine almalı; bir yıl boyunca bu şenlikte nasıl rol alacağına hazırlanmalıdır.
Elbette sivil örgütlenmenin başı olarak görev Belediyeye düşmektedir.Kaymakamlıkla el ele vererek , belki de özel bir komite kurarak bu konuda özün bir çalışma yapılabilir.
Dört Eylül kurtuluş gününün daha güzel şenliklerle kutlanması dileğiyle
Dostlukla kalın.
Av.MEHMET SEYREK