DUTUVEE, GAPIVEE
Havalar serinlemiş, Moramıdın Kahvesinde ihtiyarlar içeride oturmaya başlamışlardı artık. Tam dolu sayılmazdı kahve. Zaten eskisi gibi müşteri gelmiyor, gelse bile kendi içtiği çayın kahvenin parasını herkes kendi ödüyordu. Alman usulü diyorlardı bu yönteme.
Acemlerin Fehmi, kendi başına oturduğu masada uyur uyanık oturuyordu. İkindi namazından çıkıp gelen Aybeklerin Yusuf ile Gırhalların Bilal selam verip oturdular bunun yanına. Kahveci Halilibram hemen koştu geldi yanlarına. Çaylar söylendi, hal hatır soruldu.
-Üle akıdeş, Dörteylül olmuş geçmiş hiç duymadık. Zati benim gulaklaada az duyuyo emme, ne sela duyduk ne top sesi duyduk. Neede esgi günlee. Zındancı bi patlatdımıydı zımbırtıyı, gök gürültüsü gibe ootalık sallanırdı. Gulağı duymayan, ben duymadım deyen galmazdı. Zaten cingen davulları vurdumuydu, insanın yüreğini gümbürdedirdi, dedi Aybeklerin Yusuf.
Çayından bir yudum alan Gırhalların Bilal.
-Herşeycikle esgiden güzeldi be abey. Bi konvoy olur he babam, bi ucu Akçeşmede, bi ucu Turfan yüzünde. Ormancısı, demircisi, kömürcüsü, avcısı, dokumacısı, fırıncısı, kimi eşeğinnen, kimi köpeğinnen. Kimi cipe binee, kimi traktöre. Ekmek ataala, peşkir ataala.şenlik olurdu hey akıdeş, hinci neede. Unuttuk galan o günlere.
Muhabbetin konusu Dörteylüldü artık. Herkes eski günlerini yad ediyordu.
Acemlerin Fehmi, gevrek gevrek gülerek ayak ayak üstüne attı. Buldan tabiriyle gandırılarak başladı konuşmaya.
-Ben bi Dörteylül günü bi dayak yidim emme, hiç aklımdan çıkmaz akıdeş. Beni babam demirci çıraklığına veedi. Dutuvee, gapıvee, su doldurge. Ustanın evine harç goge. Çalışıyoz gari. Dörteylül bayramı geldi. Usta bi açık kamyon çekdi geldi bi akıdeşinlen. Yüklen bakam herşeylere” dedi. Kapaklarını açtık, başladık çekiç, balyoz, saç ayakları, soba boruları, tahra, nacak, keser, tırpan, orak, yaba, yaptığımız ne vaasa yükledik kamyona. Bizde bindik kamyona. Taa Akçeşme yanından Cabaaların ordan girdik sıraya, düdük çala çala gidiyoz. Bizde öbür çıraklarlan bir elimizde mantar tabancası, habire patlatıyoz. Ustamlan aakıdeşi, örsün başında habire demir dövüyor. Ootalık yıkılıyo emme. Tüfeklee atılıyo, millet alkışleyyo. Biz sağımızı solumuzu görmeyyoz gari. Neyse turu bitirdik, Tatalaa yokuşundan endik geldik demirci dükkeninin önüne. Herşeyleri endircez emme kamyonda bi şeycikle galmamış. Bizim ustaylan akıdeşinin elinde birer çekiç vaa başka bişeycik yok. Biz şaş şaş sağa sola gızlara bakaaken mantar patletcez derken, gızanla atlamış kamyona, yüklediğimiz ne vaasa almışla götürmüşle. Usda bize bi gızdı emme ateş çıkıyo gözlerinden. Gızmamı herifci oğlunun sap sermaye ne vaasa götürmüşle. Bi dayak asıldı, bi dayak attı emme. Yirmin yimemin. Hala daha unudumam. Koğladı gari bize zaten üç, beş gün soona okulla açıldı. Bi de çıraklığa girmedim yanına. Aletleri buldu mu, bulmadı mı hiç bilmeyyom gari.